Top 11 yalancının mumu yatsıya kadar yanar anlamı 2022

"Medya organları, toplumun bir kesimini karalamaya yönelik iftiralardan uzak durmalıdır". "Her cephede iş birliğimizi artırmadan İslam dünyasını hedef alan saldırıların üstesinden gelemeyiz". "Medya Forumu'nun bir an önce faal hale getirilmesi yerinde olacaktır". . Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 12. Enformasyon Bakanları Konferansı kapsamında Mecidiye Kasrı'nda düzenlenen programda katılımcıları selamladı. İslam dünyasına da selam gönderen Erdoğan, 12. Enformasyon Bakanları Konferansı'nı

Top 1: Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Lafarge tepkisi: Macron'a da …

Yazar: yenisafak.com - 196 Değerlendirme
Tanım: "Medya organları, toplumun bir kesimini karalamaya yönelik iftiralardan uzak durmalıdır". "Her cephede iş birliğimizi artırmadan İslam dünyasını hedef alan saldırıların üstesinden gelemeyiz". "Medya Forumu'nun bir an önce faal hale getirilmesi yerinde olacaktır" Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) 12. Enformasyon Bakanları Konferansı kapsamında Mecidiye Kasrı'nda düzenlenen programda katılımcıları selamladı. İslam dünyasına da selam gönderen Erdoğan, 12. Enformasyon Bakanları Konferansı'nı
Eşleşen arama sonuçları: Oct 21, 2022 · Şu anda Lafarge, Fransa'nın gündemindeki en önemli konulardan biri haline geldi. Çünkü yalancının mumu yatsıya kadar yanar ve bu yalan tutmadı. Evet Lafarge, teröre destek veren en ... ...

Top 2: Atasözleri ve Anlamları: Türkçede A'dan Z'ye En Çok ... - Milliyet

Yazar: milliyet.com.tr - 213 Değerlendirme
Tanım: A ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları . B ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları . G Harfiyle Başlayan Atasözleri . I-İ Harfi ile Başlayan Atasözleri . M Harfiyle Başlayan Atasözleri . P ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları . R ile Başlayan Atasözleri ve Anlamları . S-Ş Harfiyle Başlayan Atasözleri ve Harfleri . T Harfiyle Başlayan Atasözleri . U-Ü Harfleriyle Başlayan Atasözleri . V Harfiyle Başlayan Atasözleri . Y Harfiyle Başlayan Atasözleri Abanın kadri yağmurda bilinir.Her şeyin bir. değeri vardır. Bir şeyin gerçek değeri (kadri) ise, ona gerçekten ihtiyaç duyulduğu zaman ortaya çıkar.Abdal (derviş) tekkede, hacı Mekke`de bulunur.Hemen herkesin ilgi duyduğu bir alanı, kendine özgü bir işi vardır. İlgi duyduğu alan ya da iş neredeyse kişi de orada bulunur.Abdala(dervişe) “kar yağıyor” demişler, “titremeye hazırım” demiş.Yoksulluk ve sıkıntı içinde yaşayıp eziyet çekmekte olan kimseler,. karşılaşacakları zor şartlardan endişe duymazlar. Çünkü onlar bu şekilde yaşamaya alışıktırlar.Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık.Telâşla, sabırsızca ve ivedilikle yapılan işler genellikle kötü sonuçlar doğurur; kişiyi pişmanlığın içine iter.Acele ile menzil alınmaz.Telâşlanıp ivmekle, sabırsız davranmakla daha çabuk sonuç alacağımız, başarı kazanacağımız sanılmamalıdır. Bilinmelidir ki her işin bir süresi vardır.Acele işe. şeytan karışır.Düşünüp taşınmadan, çabuk davranılarak yapılan işten iyi sonuç beklenmemelidir; o iş ya yanlış ya da bozuk olur.Acemi katır kapı önünde yük indirir.Bir işin yabancısı olan, bir işe alışmamış, beceriksiz ya da anlayışsız kişi, kendisinden beklenen işi eksik yapar ve istenildiği gibi yerine getiremez; daha başlangıç anında veya en önemli yerinde işi bırakıverir.Acıkan doymam (sanır), susayan kanmam sanır.Uzun süre. bir şeyin yokluğunu çekip ona ihtiyaç duyan kimse, o şeyden ne kadar çok elde ederse etsin tatmin olmaz; kendisine yetmeyeceği duygusu içinde bulunur.Acıkmış kudurmuştan beterdir.Bir şeyden uzun süre yoksun kalan kimse, onu gördüğü anda ele geçirmek ister; kendinden geçercesine ona saldırır, sanki kudurmuş gibidir, gözü hiçbir şeyi görmez, tek düşündüğü uzun süre yokluğunu çektiği o nesnedir.Acındırırsan arsız olur, acıktırırsan hırsız. olur.Bir kimsenin acınmasına yol açar, başkalarını ona merhamete getirirseniz, o kimse yerli yersiz yardım dilemeye başlar ve gittikçe arsızlaşır; bunun yanında kimilerinin hakkını kısar, emeklerinin karşılığını vermez ve onları aç-yoksul bırakırsanız, onlar da hırsızlık yapmaya başlarlar.Adam adamı bir kere (defa) aldatır.Bir kimse, huyunu suyunu bilmediği bir kişiye bir kez aldanır; bir daha aldanmaz. Çünkü bir kez aldanmış ve ders almıştır. Artık. kendini ona göre ayarlar, karşı tarafın düzenbaz olduğunu bildiği için tedbir alır, düzenbaz ne derse desin inanmaz ve tuzağına düşmez.Adama dayanma ölür, duvara (ağaca) dayanma yıkılır (kurur).İnsanlar hayatları boyunca birbirlerine destek verirler, yardımcı olurlar. Ne ki her destek ve yardım sürekli olmaz. O hâlde insan, yapacağı işlerde başkalarının yardımına ve desteğine değil, öncelikle kendi gücüne,. bilgi ve becerisine dayanmalı ve güvenmelidir.Adam ahbabından bellidir (Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu diyeyim).İnsan daha çok anlaştığı, huyunu suyunu bildiği, sevdiği, yanında bulunmaktan hoşlandığı kimselerle arkadaşlık kurar; dostluk eder. Dolayısıyla bir kimsenin iyi ya da kötü olduğu, arkadaşlık kurduğu kimsenin kişiliğine bakılarak anlaşılabilir.Adamak kolay,. ödemek güçtür.Bir işi yerine getireceğim demek, davranışıyla ya da tutumuyla o işi yapacağım duygusu uyandırmak, umut vermek kolaydır. Ne var ki yerine getirmek ve yapmak güçtür. Çünkü bu, bir çabaya, bir maddeye ya da bir paraya dayanır; bunlar da zor sarf edilir şeylerdir.Ağaç yaş iken eğilir.Çocuklar mutlaka küçük yaşta eğitilmelidirler. Bu yaşlarda işlenmeye, her türlü bilgiyle donatılmaya elverişlidirler. Zaman geçip de büyüdükçe eğitilmeleri. zorlaşır. Yaşlı insan kolay kolay eğitilmez. Onlar tıpkı kuru bir ağaç gibidirler. Eğilmezler, buna zorlanırlarsa kırılırlar. Bu sebeple onlara yeni bir davranış kazandırmak imkânsız gibidir.Ağır kazan geç kaynar.1. Herkesin anlayış yeteneği bir değildir, öğrenme kabiliyetleri de farklıdır. Kimi kalın kafalı kimseler bir meseleyi oldukça geç ve zor kavrarlar. 2. Bazı beceriksiz, tembel kişiler işlerini geç yaparlar ve zamanında yetiştiremezler. 3. Ağırbaşlı, olgun. kimseler bir olay karşısında hemen öfkelenip telâşlanmazlar.Ağır ol, batman gelesin.Temkinli, ağırbaşlı, ölçülü ol ve dengeli hareket et ki, itibar göresin; sevilip sayılasın. Çünkü hafif meşrep, sulu, çabuk kızıp taşkınlık gösteren, aceleci kimseler toplumda pek sevilip yer edinemezler.Ağlatan gülmez.Başkalarına zulmeden, sıkıntı veren, çile. çektiren kimselerin kötülükleri karşılıksız kalmaz; günün birinde bu dünyada ya da öteki dünyada kendisine döner, yaptıklarının cezasını mutlaka çeker, o da ağlar.Ahlatın (armudun) iyisini ayılar yer.Değerli, güzel ve iyi şeyler çoklukla onlara lâyık olmayan kimselerin eline geçer ve onlarca kullanılırlar. Bu da gösteriyor ki, insanlar gelişen olaylara çok kez engel olamazlar.Akıl akıldan üstündür.Her insan aynı anlayış, bilgi ve düşünme. gücüne sahip değildir. Bizim akletmediğimizi, bir başkası akledebilir. Biri bizden daha iyi düşünüp karanlık bir noktada bize ışık tutabilir. Bu bakımdan önemli işlerimizde güvenli, geniş düşünce sahibi kimselere danışmaktan, onların bilgi ve tecrübesine başvurmaktan kaçınmamalıyız.Akıl için tarik (yol) birdir.Bir mesele ancak akıl yoluyla çözülebilir. Bu yol ise tektir. Doğru düşünenlerin, mantıklı olanların bu yolu izlediklerinde vardıkları sonuç hep aynı. olacaktır.Akıl kişiye (adama) sermayedir.Giriştiğimiz hemen bütün işlerde başarılı ya da başarısız olmamızdaki en büyük etken akıldır. O, yapmaya çalıştığımız işte baş aracımızdır. Onu gerektiği gibi, yerinde kullanırsak iyi sonuç almamız kolaylaşır. Hemen her işte bir sermayeye gerek duyulduğu açıktır. Bu sermaye de paradır. Ama unutmayalım ki, paranın da işe yarar şekilde kullanılması akılla olur.Akla gelmeyen başa gelir.İnsan her şeyi. eksiksiz düşünüp, başına gelebilecekleri önceden kestirip tedbir alacak güçte değildir. Hiç ummadığı, beklemediği bir anda başına öyle şey gelir ki, bu şeyi daha önce hiç düşünmemiştir bile. Bu durumda yapılacak şey endişe ve korkuya kapılmamak, sakin olmaya çalışmaktır.Aklına geleni işleme, her ağacı taşlama.Aklına geleni hemen gerçekleştirmeye çalışma; önce iyi düşün, taşın, doğabilecek sonuçları hesapla. Bunun aksine hareket edip iş yapmaya kalkar, her önüne gelene. çatarsan büyük sıkıntılarla karşılaşır, zarar görürsün.Akraba (dost) ile ye, iç, alışveriş etme.Hemen her alışverişin temelinde çıkar yatar. Bu çıkarlar insanları çatışmaya sürükleyip tatsızlıklara yol açabilir; sonuçta ortaya kırıcı, incitici davranışlar çıkar. Dolayısıyla alışveriş dostluğu bozucu bir işlev yüklenmiş olur. Bu ise devamlı görüşen insanlar için hoş bir durum değildir. Bu bakımdan özellikle kendine güvenemeyenler, dostluklarının devamını dileyenler. alışveriş konusunda dikkatli olmalı, gerekirse birbirleriyle alışverişten kaçınmalıdırlar.Akşama karşı gitme, tana karşı yatma.Yüce Allah, gündüzü çalışıp rızk kazanma, geceyi de uyku ve dinlenme zamanı olarak yaratmıştır. Bu sebeple erken kalkıp çalışmalı ve erken yatmalıdır. Yola çıkmak için de en uygun zaman seher vaktidir, her şey görünür olduğundan daha güvenlidir. Gece yolculuk yapmaktan mümkünse kaçınmalıdır; gece yolculuğu hem zor, hem de tehlikelidir.Allah. dağına göre kar verir (verir kışı).Yüce Allah, her kuluna kaldırabileceği ölçüde yük, sıkıntı verir. Bu kimine az, kimine çoktur. Herkesin dayanabileceği kadardır.Allah doğrunun yardımcısıdır.Yüce Allah, insanlara neyin eğri, neyin doğru olduğunu kitapları ve peygamberleri vasıtasıyla göstermiştir. Onun yap dediğini yapan, yapma dediğini yapmayan doğru yoldadır. Onun istediklerini yerine getiren, haram kıldığı şeylerden kaçınan, onu bunu aldatmayan, yalan. söylemeyen, doğruluktan sapmayan kişiye Allah yardım eder; o kişi her işte başarı sağlar, kötülük görmez, zarara da uğramaz. O hâlde doğruluktan şaşmamalıdır.Allah gümüş kapıyı kaparsa altın kapıyı açar.İşleri kötü giden kişi Allah`tan umut kesmemelidir. Rahmeti bol olan Yüce Allah, kimseyi rızksız koymaz. Allah`ın bir sebeple bizi içine düştüğümüz kötü durumdan çıkarıp, daha iyi ve güzel bir duruma kavuşturacağına inancımız tam olmalıdır.Allah kulunu. kısmeti ile yaratır.Her insan dünyaya rızkı ile gelir. Allah, onu mutlaka bir geçim yoluna ulaştırır; bu yol zor ya da kolay olabilir. Yeter ki insanlar birbirinin rızkına el uzatmasınlar.Allah sabırlı kulunu sever.Acı, yoksulluk, haksızlık ve hastalık gibi üzücü durumlar karşısında ses çıkarmadan, olacak veya gelecek bir şeyi telâşa kapılmadan bekleme erdemidir sabır. Bu, insanın sahip olabileceği en değerli huylardandır. Böyle kimseler dayanıklı olur,. güçlüklere göğüs gerer, kötülükleri kolay savar, sıkıntıları çabuk atlatır. Cenab-ı Hak da böyle kullarını sever. Öyleyse bu sevgiye lâyık olmak için sabırlı olmaya gayret etmeli insan.Allah sağ eli sol ele muhtaç etmesin.Birine muhtaç olup ondan bir şey istemek, istediğinin yerine gelmediğini görmek insana çok ağır gelir. Bu yüzden bir de hakarete uğramak, hele en yakınından böyle bir tavır görmek insanı kahreder. Bu sebeple “Allah`a, bizi en yakınımıza dahi muhtaç. etmesin” diye dua etmeyi bir görev bilir insan.Allah`tan umut kesilmez.Allah, kendisine inananları güç durumda bırakmaz. En umutsuz anlarında bile bir sebep yaratıp onları sevindirir, işlerini yoluna kor, durumlarını düzeltir. Bu bakımdan Müslümanlar en kötü ve umutsuz durumlarında bile karamsarlığa düşüp yalnızlık korkusuna kapılmazlar. Yüce Allah`ın onlara lütufta bulunacağına, onları koruyacağına gönülden inanırlar.Almadan vermek, Allah`a mahsus. (yaraşır).Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, ama ihtiyaç sahiplerinin muhtaç olduğu tek varlık, şanı yüce olan Allah`tır. Karşılık beklemeden yardım yapmak sadece ve sadece Allah`a mahsustur. Bu sebeple insanlar yardımlaşırken bir karşılığı gözetirler. Bir şey verirken almaya gereklilik duyarlar. Öyleyse siz başkasına yardımcı olunuz ki, başkası da size yardımcı olsun.Almadığın hayvanı kuyruğundan tutma.Hiçbir zaman alamayacağın bir mala alacakmış gibi,. yapamayacağın bir işe yapacakmış gibi, yanında çalıştıramayacağın bir kişiye çalıştıracakmış gibi yakın ilgi gösterme. Bu, karşı tarafa boş yere umut vermek olur ki, doğru bir hareket değildir.Alma mazlumun âhını, çıkar âheste âheste.Zalim olma, kötülük yapıp da can yakma. Yoksa mazlumların bedduasını alır, yaptığın kötülüklerin cezasını feci şekilde çekersin.Ateş düştüğü yeri yakar.Bir felâket ya da üzücü olay gerçek anlamda ona uğrayana,. yalnızca ilgili kimselere acı verir; onların yüreklerini yakar. Başkalarının, uzak kimselerin duydukları acı, gösterdikleri üzüntü ise yüzeyseldir; kalıcı değil, gelip geçicidir.Ateşle barut bir yerde durmaz.Bir arada bulunmaları çok tehlikeli görülen şeyler birbirinden uzak bir yerde tutulmalıdırlar.Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.Bir olay ya da durumun varlığı, gerçekten ortada olup olmadığı, belirtisinin görülmesiyle anlaşılacak bir. şeydir. Eğer meydanda bir belirti varsa, olay veya durum da var demektir.At ölür, itlere bayram olur.Kimi yararlı, kıymetli, şahsiyet sahibi kimselerin ölmesi; bulunduğu görevden ayrılması ya da alınması kimi çıkarcı, kıskanç ve aşağılık kimselerin işine gelir; onların sevinmesine yol açar.Ava giden avlanır.Bir çıkar sağlamak için birilerine tuzak kuran, onları aldatan, onlara zarar vermeye çalışan kimse, yapmaya çalıştığı kötülüğe kendisi. düşer; zarara uğrar.Av avlayanın, kemer bağlayanın.Bir uğraş vererek bir şeyi ele geçiren kimse, onu hak eder; o, onundur. Doğrusu ve yakışık alanı da budur. Aksini düşünmek yanlıştır. Bunun yanında, bir şey, onu kullanmasını becerip faydalanmasını bilenindir.Avrat var ev yapar, avrat var ev yıkar.Kimi becerikli, iyi huylu kadınlar vardır ki, yoksulluk içinde bile olsa onlar eve bir çeki düzen verir; temiz tutar, evi yaşanacak hâle. getirirler; içten, samimî davranışlarıyla yuvalarını mutlulukla doldururlar. Kimi kadınlar da vardır ki, huysuzlukları, beceriksizlikleri, kötü davranışlarıyla ailenin düzenini ve mutluluğunu bozarlar. Bolluk içinde bile olsalar, onların tertipsizlikleri, düzensizlikleri, beceriksizlikleri yüzünden ailede huzur kalmaz; onların bu tabiatları yüzünden aile kötüye gider, perişan olur ve sonunda yıkılır.Ayağa değmedik taş olmaz, başa gelmedik iş olmaz.Hayat öyle pürüzsüz,. gailesiz değildir. İnsanoğlu yaşadığı hayat süresince çeşitli engeller, güçlükler ve olaylarla karşılaşır. Sıkıntılara, çeşitli felâketlere uğrar. Kimi zaman tersi de olmaz değildir, rahata ve mutluluğa da kavuşur.Ayağını sıcak tut, başını serin; gönlünü ferah tut, düşünme derin.Sağlıklı olmak, türlü hastalıklardan korunmak için ayağı sıcak, başı da serin tutmak oldukça faydalıdır. Beden sağlığımızı düşündüğümüz gibi ruh sağlığımızı da düşünmek zorundayız. Bunun için. de her sorunu dert etmemeli, olur olmaz şeylere üzülmemeliyiz; sabırlı ve geniş gönüllü olmalı, rahat hareket etmeliyiz.Ayağını yorganına göre uzat.Dengeli yaşamak isteyen insan mutlaka gelirini, giderine göre ayarlamalıdır. Harcamalar geliri aşmamalı, imkânlar zorlanmamalıdır. Aksine bir hareket bütçeyi sarsar, dengeyi bozar, insanı sıkıntıya sokup rahatsız eder.. Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.İster bağ, ister iş yeri, isterse bir eşya olsun, ona gerekli bakımı gösterirsek beklediğimiz faydaya kavuşuruz. Bir bağa bakmaz,. onu çapalamaz, budamasını yapmaz, yabancı otlardan temizlemez ve gübrelemezsek bir zaman sonra onu dağa, verimsiz bir yere dönmüş görebiliriz. Bakımı olmayan bir iş yeri, bir eşya için de durum bundan farklı değildir.Bakımdan uzak tutulmuş bir iş yerinde düzen gözetilmezse aksaklıklar giderek büyür, önü alınamaz olur, sonunda iş yeri iflasın eşiğine gelebilir. Bir eşyanın bozuk, kırık, eksik bir yanı yerinde ve zamanında giderilmezse, o eşya bir süre sonra kullanılamayacak hâle gelir.. Unutulmamalıdır ki, bakılan ve onarılan şeyler ancak yararlanılacak şeyler olarak ortada kalır.Bir deli kuyuya bir taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış.1. Aklî dengesini yitirmiş kimi insanların yaptıkları öyle işler vardır ki, bunu akıllı insanlar bir araya gelse ne yorumlayabilir, ne de çözebilirler. 2. Kimi zaman bir insan öyle delice bir iş yapar ve zarara yol açar ki, pek çok akıllı kimse bir araya gelir ama bu zararı gideremez; işi de düzeltemez.Bir. (sağ) elinin verdiğini öbür (sol) elin görmesin.Yardım yapmak bir insanlık görevi, dinî bir emirdir. Ancak bunu yapmanın da bir yolu yordamı vardır. Yoksula yardım ederken insanın amacı kendini gösterip övünmek değil, görevini ve sorumluluğunu yerine getirmektir. Bu bakımdan yoksulları inciten gösterişlerden kaçınmak; kimsenin haberi, hatta en yakınların bile haberi olmadan yardım yapmak gereklidir. Yoksa. tersine bir hareket yardım edilen kimseyi mahcup duruma düşürür, yapılan iyilik de iyilik olmaktançıkar.Bir elin nesi var iki elin sesi var.İnsanın gücü sınırlıdır. Bunun için büyük işlerin üstesinden tek başına gelemez. Bu tür işleri başarabilmek için başkalarıyla işbirliğine, dayanışmaya girer. Güçleri birleştirerek zor işlerin altından böylelikle kalkar.Bir evde düzen olunca düzenbaz olmaz.Eğer bir ailenin hemen bütün fertleri. arasında bir uyum, bir anlaşma, karşılıklı sevgi ve hoşgörü varsa, o ailede düzen de var demektir. Dolayısıyla ailenin huzurunu kaçıracak bir kimsenin bu ailede barınması da mümkün değildir.Bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, üçüncüde ele geçersin çekirge.Bir suçu işleyebilir, kanunsuz bir işi yapabilir ve yakalanmayabilirsin. Hatta bunu birkaç kez de başarabilirsin. Ama bu böyle devam etmez, eninde sonunda yakayı ele verirsin.Bugün bana ise. yarın sana.Neyin ne zaman olacağı bilinmez; bu ister felâket, ister nimet olsun. Bugün ben bir felâket ve haksızlıkla karşılaşmışsam, yarın da sen aynı durumla karşılaşabilirsin. Bugün sen nimetler içinde bulunup mutluysan, yarın da ben kavuşup mutlu olabilirim. Bunu aklından çıkarma.Bugünün işini yarına bırakma.Bir iş günü gününe yapılmalıdır. İşi yarına bırakmak kimi olumsuzlukları da beraberinde getirir. Yarın daha önemli bir işin çıkmayacağını nereden. bilebiliriz? Diyelim ki çıktı, o zaman ne yapacağız? Kuşkusuz bugünkü işten önce onu yapacağız, bugünkü iş de kalacak. Dolayısıyla işler birikmeye başlayacak, çıkmaza girecek. Ayrıca bugün yapılması gereken işin sonraki güne bırakılmasıyla önemini yitirmesi, istenen sonucu vermemesi de söz konusu olabilir.Bugünkü tavuk yarınki kazdan iyidir.Az da olsa bugün elimizde bulunan bir nimet, imkân ya da nesne, büyük de olsa henüz elimize geçmemiş olandan daha daha iyidir.. Çünkü henüz elimize geçmemiş olan, ihtimal dahilindedir. Bir engel çıkıp onun elimize geçmesi gerçekleşmeyebilir. Oysa ötekinin elimizde olması gerçekleşmiştir.Bükemediğin eli öp.Kendisiyle mücadele ettiğin rakibinin kuvveti, bilgisi ve becerisi karşısında başarı gösteremeyip mağlûp olduysan rakibinin üstünlüğünü kabul et; bu onurlu bir davranış olacaktır.Büyük balık, küçük balığı yutar.Güçlü olan kendinden güçsüzü ya ezer, ya yok eder, ya. da kendisine bağlı kılar. Bu durum insan için olduğu kadar, ticarî işletmeler ve devletler arasında da çoklukla söz konusudur. Kişiye düşen, yok olmamak için var gücüyle mücadele etmektir.Büyük başın derdi büyük olur.Bir iş ne kadar büyükse çözüm bekleyen sorunları da o kadar büyük olur. Dolayısıyla bir işletmeyi idare eden, bir toplumu yöneten, kısacası büyük işlerin başında bulunan kimselerin de hem sorumlulukları, hem de dertleri büyük olur.Büyük. lokma ye (de), büyük söz söyleme.İnsan çoklukla nefsine yenik düşer. Kendini pek çok konuda ön plâna çıkarmak, ne kadar becerikli ve akıllı olduğunu belirtmek ister. Bu durum onun böbürlenmesine, “ben olsaydım öyle değil, böyle yapardım; şunu yapsaydı kötü duruma düşmezdi; ben asla onun yaptığı gibi kötü bir şey yapmam; o sözler de söylenir miydi?” gibi sözler sarf etmesine sebep olur ki, böyle bir tavır sergilemek. son derece zararlıdır. Dünya ve insanlık hâli bu, öyle bir gün gelir ki, yerip kınadığımız kişinin başına gelenler bizim de başımıza gelebilir ve gülünç duruma düşebiliriz. Bu sebeple ağzımızdan çıkacak söze dikkat etmeli, büyük söz söylemekten kaçınmalıyız.C-Ç ile Başlayan Atasözleri ve AnlamlarıCahile söz anlatmak, deveye hendek atlatmaktan zordur.Cahil kişi, okuyup. öğrenim görmemiş, bilgisiz ve deneyimsiz kimsedir. Bu bakımdan söylenen bir sözün ne maksatla söylendiğini, hangi anlama geldiğini kavramakta zorluk çeker. O ne biliyorsa, doğru onlardır. Ne kadar uğraşırsanız uğraşın kendi doğrularından başka bir doğru kabul etmez. Öyle de inatçıdır ki deve nasıl hendek atlamamak için direniyorsa, o da görüşünden vazgeçmemek için direnip durur.Cambaz ipte, balık dipte gerek.Niteliği gereği hemen her varlık farklı bir yerde bulunur,. barınır ve iş yapar. Niteliğine uygun olmayan yerin şartları onu zor durumda bırakabilir. Dolayısıyla her kişi elde ettiği niteliklerin gerektirdiği bilgi, beceri ve uzmanlık sahası içinde çalışmalı; o alanın dışındaki işlerden uzak durmalıdır.Cana gelecek (kaza-zarar) mala gelsin.Eğer bir kaza gelecek ve zarar görecekse insan, canına değil malına gelsin. Çünkü kazaya uğrayan, zarar gören malın tekrar kazanılması veya elde edilmesi mümkündür. Ama can için durum böyle. değildir. Cana gelen felâketler silinmeyecek izler bırakır. Bir kazadan ötürü insan ölebilir, sakat kalabilir, dolayısıyla böylesi zararları gidermek mümkün değildir.Can boğazdan gelir.Her canlı gibi insan da beslenmek zorundadır. Bedeni için gerekli olan gıdaları ancak bu şekilde alır. İyi beslenmeyen, yeterli gıdaları almayan bir vücut sağlıklı, dinç ve dayanıklı olamaz; bu kimselerin güçsüz kalıp hasta olmaları da kaçınılmazdır. O hâlde insan sağlığını korumak. istiyorsa, iyi beslenmeye önem vermelidir.Can canın yoldaşıdır.İnsan yaratılışı gereği tek başına yaşayamaz. Bir arkadaşa, bir dosta mutlaka ihtiyaç duyar. Bu, gerek iş yapması, gerek sorunlarını çözmesi, gerekse konuşup dertleşmesi için zorunludur.Cennetin kapısını cömertler açar.Cömert kimse, para ve malını esirgemeden veren, eli açık olan, yardım seven, muhtaç kimseleri gözeten kimsedir. İslâm dini böyle kimseleri över ve onları cömert. olmaya davet eder. Eğer böyle davranırlarsa; yetime, kimsesize, yolda kalmışa, düşküne yardım ederlerse sevap işleyecekler ve öbür dünyada yaptıklarının karşılığını kat kat fazlasıyla göreceklerdir.Cesurun bakışı, korkağın kılıcından keskindir.Kimi cesur insanlar kararlıdır, mertlikleri ve azimleri yüzlerinden okunur. Yüz ifadeleriyle hasımlarını yıldırabilirler. Korkak insanlarda ise yürek gücü yoktur. Bu güç olmadığından ötürü kılıcı gerektiği gibi kullanamazlar,. dolayısıyla kılıçları keskin de olsa bir işe yaramaz.Cins horoz yumurtada (iken) öter.Kimi soylu ve değerli kimse, daha bebekken, eğitim çağına gelmeden kendini kimi hareketleriyle belli eder; başarılı bir insan olup yararlı işler yapacağını ortaya koyar.Çam sakızı, çoban armağanı.İnsanlar birbirlerini sevindirmek, mutlu etmek için karşılıklı hediyeleşirler. Bu. hareket insanların gönüllerini okşar, onları birbirlerine yaklaştırır. İnsan ne kadar yoksul olsa da böyle bir eylemde bulunmak ister. Ne var ki o, varlıklı insanlar gibi değeri yüksek armağanlar veremez. Onun armağanı küçük bir şeydir. Ama taşıdığı değer büyüktür. Davranışı da soylucadır.Çanağa ne doğrarsan kaşığına o çıkar.İnsan harcadığı çabanın, başkalarına gösterdiği tavrın karşılığını ileride görür. Bir işte ne kadar hazırlık yapmışsa o kadar verim alır. İnsan. diğer ilişkilerinde de böyledir. İyilik yapan iyilik, kötülük yapan kötülük bulur.Çanakta balın olsun, arı Bağdat’tan gelir.Elindeki malın iyi ve değerli ise müşteri bulmakta güçlük çekmezsin. Öyle ki nerede olursan ol, alıcılar çok uzakta da olsa gelip seni bulurlar.Çarşı iti ev beklemez.Boş gezen, şurada burada dolaşan, hiç ciddî bir iş yapmayan ve aylaklığı alışkanlık edinenler düzenli bir iş yapmaya gelemezler. Çalışmaktan. hoşlanmadıkları gibi kolay kolay disiplin altına da girmezler.Çatal kazık yere çakılmaz.Bir işe, çok başlılık zarar verir. Çünkü her kafadan bir ses çıkar. Bir o yana, biri bu yana çeker. Dedikleri birbirini tutmadığı için iş bir türlü ortaya gelemez. Yapılmamış olarak öylece kalakalır.Çıkmadık candan umut kesilmez.1. İnsanların ölüm ve dirimi Yüce Allah`ın takdirine bağlıdır. Bu bakımdan eceli gelmeyen kimsenin, ölümcül hâlde de olsan canı. çıkmadığı sürece iyileşeceğinden umut kesilmez. 2. İşlerimiz içinde durum böyledir. Kötü giden, felâkete uğrayan işlerin yok olma kertesine gelmiş de olsa düzelmeyeceğini kim söyleyebilir? Yüce Allah`tan hiçbir durumda umut kesilmez.Çıngıraklı deve kaybolmaz.Kimi kişiler vardır ki, nerede olurlarsa olsunlar onlar bazı özelliklerini koruyarak kendilerini belli ederler. Bir yol bulup toplum içinde yitip gitmelerini önlerler.Güçlü bir şeyin etkisine, en az kendisi. kadar güçlü bir başka şeyin etkisiyle karşı konabilir.Çobana verme kızı, ya koyun güttürür ya kuzu.1. Kararını vermeden önce iyi düşün. Kızını vereceğin kimse ne işle ilgileniyorsa, kızın da o işle ilgilenmek zorunda kalacaktır. 2. İncelikli, hassasiyet gerektiren bir işi, o işten anlamayan birine teslim etme. Kabalığı, beceriksizliği, dikkatsizliği yüzünden işi berbat edebilir.Çobansız koyunu kurt kapar.1. Elindeki nesneleri kaybetmek,. birine kaptırmak istemiyorsanız gereken önlemleri alıp koruyunuz. 2. Yöneticisi ve koruyucusu bulunmayan, başsız kalan toplum onun bunun saldırısına uğrar; sonunda dağılıp çözülür.Çocuğa iş buyuran, ardına kendi düşer (Çocuğa iş, ardına sen düş/ Çocuğu işe sal, ardınca sen var).Çocuk gerek yaşı, gerek bilgi ve becerisi sebebiyle kimi işlerin altından kalkamaz. Çocuğa yapamayacağı, üstesinden gelemeyeceği, belli bir sorumluluk gerektiren işi yükleyen kimse, bunun. farkına vardığı anda onun arkasından gitmek ve işle ilgilenmek zorunda kalır.Çürük tahta çivi tutmaz.1. Gerçek niteliğini yitirmiş, aslı bozulmuş, eskimiş, işe yaramaz bir hâle gelmiş bulunan bir şeyi, ne kadar uğraşırsak uğraşalım faydalanabilecek bir duruma getiremeyiz. 2. Şahsiyetini yitirmiş, soyluluğu kalmamış, kaypak ve güvenilmez kimselerle bir işe girişilemez. Bu gibi kimselerle kurulacak ilişkilerin sonu hüsranla biter.. Garip kuşun yuvasını Allah yapar.Kimsesiz, zavallı, yoksul ve güçsüz. kişiye yüce Allah yardım eder. Hiç ummadıkları bir yerden kendilerine yardım eli uzanır ve darda kalmazlar. Yüce Allah onları korur, gözetir ve mal sahibi yapar.Gülme komşuna, gelir başına.Birinin başına gelen kötü bir durum, gün olur senin de başına gelir. Başına gelen felâkete başkalarının gülmesi seni nasıl incitirse, senin başkalarının kötü hâline gülmen de onları incitir. O hâlde birilerinin başına gelen kötü durumdan ötürü, onlarla sakın alay etme.Gülü. seven dikenine katlanır.Seven kişi, sevdiği kimse veya sevdiği iş yüzünden başına gelecek sıkıntılara ses çıkarmadan katlanır. Bilir ki, sevdiğini elde etmek için birçok güçlüğe göğüs germek, fedakârlıkta bulunmak zorundadır.Gün doğmadan neler doğar.Yüce Allah’tan başka kimse yarının ne getireceğini bilemez. Yarın birçok değişikliklere gebedir. Beklenmedik bir sırada umut verici durumlarla da karşılaşma imkânı vardır.Güneş girmeyen eve. doktor girer.Güneşin insan sağlığı açısından önemi tartışma götürmez. Güneşin girmediği yerlerde mikropların daha çabuk çoğaldığı, güneş yüzü görmeyen insanların da daha çabuk soluklaştığı bilinen gerçeklerdendir. Güneş birçok hastalığa iyi gelirken, sağlığın da baş koruyuculuğunu yapar. Görülüyor ki güneşli evde hastalık olmaz.H Harfiyle Başlayan AtasözleriHaddini bilmeyene bildirirler.Hemen herkesin toplumda belli bir konumu,. sınırı ve yetkisi vardır. Bulunduğu durumu söz ve davranışlarıyla aşanlar sert bir karşılık görürler, cezalandırılırlar, yola getirilirler.Hak yerini bulur.Haksızlık er veya geç ortaya çıkar, bunun da hesabı kuşkusuz sorulur. Suçlunun cezalandırılması, hakkıyla hakkının verilmesi bu dünyada veya öbür dünyada mutlaka gerçekleşir.Hastalık sağlık bizim (insan) için.Sağlıklı bir insan organizmasında birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla. fizyolojik görevlerin aksaması, dolayısıyla sağlığın bozulması son derece tabiîdir. Bu sebeple, hasta olmamak için önceden tedbir almalı, her halükârda hastalığa yakalanırsa da bunu büyütmemeli insan.Hatasız kul olmaz.Hiçbir insan tam değildir. Her insan bilerek ya da bilmeyerek yanılıp yanlışlığa düşebilir, suç işleyebilir, günaha girebilir. Kusurları bakımından insanlara fazla yüklenmek doğru değildir. Önemli olan insanların hatalarını yüzüne vurmak değil,. hatalarını azaltmada onlara yardımcı olmaktır.Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.Herkesin kendine özgü bir çalışma yöntemi, bir iş yapma biçimi vardır. Çünkü kişilikleri, bilgileri, yetenekleri, yöntemleri ve yolları birbirinden farklıdır.. Isıracak it dişini göstermez.Kötülük edecek kimse, bunu daha önceden haber vermez. Dolayısıyla bize açıktan açığa cephe alan, bunu gürültü ve patırtısıyla belli eden. kimselerden değil, bize sinsice yaklaşan ve yaklaştığını da belli etmeyen kimselerden çekinmeliyiz; asıl tehlikeli olan ve bize zararı dokunacak kimseler onlardır.İki baş bir kazanda kaynamaz.Fikirleri, eğilimleri ve davranışları birbirinden farklı olan iki kişi belli bir konuda, bir iş üzerinde uyuşamazlar; görüş ayrılıkları yüzünden ortaya bir şey çıkaramazlar.İki cambaz bir ipte oynamaz.Kurnazlıkta eşit olan iki kimse bir iş üzerinde. birlikte çalışamazlar; birbirlerini aldatmak, saf dışı bırakmak için uğraşırlar. Bunda ısrarlı olmaları, her ikisini de daha tehlikeli bir duruma iter.İyi evlât babayı vezir, kötüsü rezil eder.İstenilen ve beğenilen nitelikleri taşıyan, yararlı olup iyilik sunan evlâtlar baba ve anne için övünç kaynağı; kötülük yapan, sağlıksız, yararsız ve şerefsiz insanlar da utanç kaynağı olurlar.K Harfiyle Başlayan AtasözleriKaçan balık büyük. olur.Çok önemsiz, çok küçük de olsa, her nedense elden kaçırılan fırsat ah vah edilerek gözde büyütülür.Kurunun yanında yaş da yanar.Bir düzeni kurmak, huzuru sağlamak için girişilen bir eylem sırasında suç işlemiş kötülerin yanı sıra, suçsuzların da cezalandırıldığı ve zarara uğratıldığı görülür.Küçük suda büyük balık olmaz.1. Yetenekli, büyük kişiler küçük çevrelerde yetişse bile barınıp kalamaz. Bu kişiler kendilerini. besleyecek, barındıracak ve olgunlaştıracak daha büyük çevrelere, kültür ortamlarına ihtiyaç duyarlar.2. Küçük kazançlar, küçük ortamlarda; büyük kazançlar da büyük ortamlarda elde edilir. Sınırlı, küçük bir ortamda yapılan işten bol kazanç sağlanamaz.L Harfiyle Başlayan AtasözleriLâfla peynir gemisi yürümez.Yalnız konuşarak, yaparım ederim diyerek bir yere varılmaz ve hiçbir iş gerçekleştirilemez. Atıp tutmaktan ziyade harekete geçip. uygulamak ve çalışmak lâzımdır.Lâf torbaya girmez.Ağızdan söz bir kez çıktı mı artık onu gizlemek mümkün değildir. Çünkü onu herkesin duyması kaçınılmazdır. Bu sebeple söz ağızdan çıkmadan önce iyice düşünmeli, nereye varıp varmayacağı hesaplanmalı ondan sonra sarf edilmelidir.Lokma çiğnenmeden yutulmaz.Her iş bir emekle yapılır. Emek, çaba ve diğer yardımcı güçleri sarf etmeden bir şey elde edilemez. Alın teri dökülmeden kazanılan şeyden. hayır gelmez. Nasıl ki çiğnemeden yuttuğumuz şey midemize zarar veriyorsa, emek vermeden elde ettiğimiz şey de bize zarar verir; çünkü helâl değil, haramdır. O hâlde bir şey elde etmek istiyorsak çalışmak, alın teri dökmek ve emek vermek zorundayız.. Mart kapıdan baktırır, kazma-kürek yaktırır.Mart ayı şiddetli soğukların olduğu bir aydır. Zaman zaman güneş görünse ve havalar ısınıyor gibi olsa da soğuklar şiddetini azaltmaz.. Çoklukla bugünlerde yakacak tükenir, insanlar zor durumda kalırlar, evde bulunan kazma-kürek saplarını bile yakmak zorunda kalırlar.Mart’ta yağmaz, Nisan’da dinmezse sabanlar altın olur.Mart ayı oldukça soğuk bir aydır. Bu ayda yağmurun yağması ürün için iyi değildir. Nisan ise havaların ısınmaya başladığı bir aydır. Bu ayda yağacak yağmur, hem de çok yağacak yağmur ürün için oldukça faydalıdır, verimi artırır ve çiftçiyi son derece memnun eder.N. Harfiyle Başlayan AtasözleriNe oldum dememeli, ne olacağım demeli.Kişi ummadığı bir duruma ulaşabilir, varlıklı ve başarılı olabilir. Bu duruma ulaşan kimse çok şımarmamalı, sağında solunda bulunan kimseleri küçük görmemeli, bu durumun sürüp gideceğini düşünmemelidir. Yarın elinde olanı, bulunduğu konumu kaybedeceğini ve kötü duruma düşeceğini de hesaba katmalıdır.Nerde birlik, orda dirlik.Hangi yerde, toplumda duygu, düşünce ve. inanç birliği varsa dirlik ve düzenlik de oradadır. Orada insanlar mutlu, huzurlu, başarılı ve uyumlu bir hayat sürerler.Namaza meyli olmayanın kulağı ezanda olmaz.Müslümanların günde beş kez yapmaları dince buyurulan ve dua okuyarak kıyam, rükû, sücut, kuut denilen beden durumlarını, kuralınca tekrarlayarak Yüce Allah’a edilen bir ibadettir namaz. Buna salât da denir. Namaza çağrı işareti de ezandır. Namazı gerçekten kendine bir görev bilmiş olanlar, onun vaktini. dört gözle beklerler ve onun çağrı işareti olan ezana da kulak verirler. Namaz ve ezan arasındaki bu ilişkiden hareketle, atasözü şu anlamı vermek için söylenir: Kişi bir işin esasıyla ilgileniyor ve ona karşı istek duyuyorsa, o şeyin ayrıntılarıyla da ilgilenir; istemiyor ve ilgilenmiyorsa ayrıntılarıyla da uğraşmaz.Nikâhta keramet vardır.Nikâh evlenenleri sevgi bağıyla bağlar. Daha önce tanışmadan evlenenler, evlendikten sonra anlaşır ve birbirlerini severler. Bekâr. durmaktansa evlenmek yeğdir. O-Ö Harfleriyle Başlayan AtasözleriOtu çek, köküne bak.Bir kişinin kimliğini, nasıl birisi olup olmadığını öğrenmek için soyunu sopunu bilmek ve tanımak gerekir.Oynamasını bilmeyen gelin yerim dar demiş.Kimi beceriksiz, başarısız, kendisinden bekleneni veremeyen kişiler bazı bahanelerin arkasına saklanarak açıklarını kapatmaya çalışırlar.Öfkeyle kalkan, zararla. (ziyanla) oturur.Öfkesine kapılarak iş gören sonunda güç duruma düşer. Çünkü öfkeli, kızgın, sinirli insan iyi düşünemez, olup biteni iyi göremez, sonucu iyi hesaplayamaz. Bu yüzden de yanlış iş yapar.Ölenle ölünmez.Her canlının hayatı sona erer. Bu kaçınılmaz bir sondur ve doğal karşılanmalıdır. Çünkü ölüme çare bulunmaz. Bu bakımdan yakınını kaybeden bir kimse, kendini tüketircesine üzülmemeli, sakin olup dövünmeyi bırakmalıdır. Ne yaparsa yapsın, ne. kadar üzülürse üzülsün öleni geri getiremeyecektir.Önce can, sonra canan.İnsanlar bencil yaratıklardır. Can da kıymetlidir. Kaybedilmesi göze alınamaz. Bu bakımdan büyük fedakârlık gerektirecek konularda önce kendilerini, sonra sevdiklerini ve yakınlarını düşünür insanlar.Önce düşün, sonra söyle.Ağızdan çıkan sözü değiştirmek ya da geri almak çok zordur. Sarf edilen bir söz insanı güç durumda bırakabilir, zarara sokup pişman edebilir. Bu. sebeple bir sözü sarf etmeden önce dikkatlice düşünmeli, ne getirip götüreceği iyice tartılıp hesaplanmalıdır.Öpülecek el ısırılmaz.Saygı, sevgi, bağlılık gösterilecek ve teşekkür edilecek kimse incitilmemeli; sert ve kaba davranışa muhatap kılınmamalıdır.. Padişahın bile arkasından kılıç sallarlar.Kendisinden çekinilen kimselerin yüzüne karşı bir şey diyemeyenler onu arkasından çekiştirirler, hakkında atıp tutarlar.. Çünkü hasmı karşısında değildir, arkasından konuşmak da kolaydır.Papaz her gün pilâv yemez.İnsanın önüne her zaman aynı nitelikte elverişli bir imkân çıkmaz. Çünkü şart, zaman ve imkânlar sürekli değil, değişkendirler.Para ile imanın kimde olduğu belli olmaz (bilinmez).İman her şeyden önce içsel, yani kalbî bir olaydır. İnsanların imanlarını sözle dile getirmeleri mümkünse de, bunu çıkar için yapıyor olabilirler. Dolayısıyla gerçekten kimin. iman ettiğini bilmemiz imkânsızdır. Para için de aynı şey söz konusudur. Kimse kolay kolay parasının olduğunu söylemez, gizleme yoluna gider. Kimi cimri olan ve yoksul bir hayat yaşayan insanların çok zengin, kimi cömert ve eli açık insanların da parasız olduğu çok görülmüştür. Bu bakımdan para ile imanın kimde olduğu pek bilinmez.Paranın yüzü sıcaktır.Para çekicidir ve öyle kolayca geri çevrilemez. Çünkü paranın gücü, pek çok maddî sorunu halleder. Bu sebeple. insanlar parayı görünce gevşer, ona kavuşma isteği duyar, kendisinden istenen işi de kolayca yapma eğilimi gösterir.Para parayı çeker.Elde para bulunursa onunla yeni paralar kazanılır. Bilinen o ki, pek çok işte sermaye şarttır. Sermayen ne kadar çoksa, o kadar büyük iş yapar ve o kadar da çok kazanırsın.Parayı veren düdüğü çalar.Para harcayan kimse istediğini elde edebilir. İş yapabilir, yaptırabilir; satın alabilir, aldırabilir; hemen her. istediği maddî şeye kavuşması mümkündür.Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.Bir iş, durum ya da olayın nasıl sonuçlanıp sonuçlanmayacağı şimdiki gidişinden anlaşılıp belli olur.Pilâv yiyen, kaşığını yanında (belinde) taşır.Bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, bunun için gereken aracı eli altında bulundurmalıdır.Pilâvdan dönenin kaşığı kırılsın.Yararlı bir şeyi elde etmek isteyen insan sonuna kadar uğraşıp. didinmeli, direnmeli ve mücadele etmekten kaçınmamalıdır.Püf demeye dudak ister.Bir şeyi yapmak için kuşkusuz bilgi, beceri ve araç oldukça önemlidir. Ancak bunlardan da önemlisi o işi yapma isteği, gücü ve cesaretidir. Bunlar olmadan işin başarıya ulaşması zorlaşır.. Rüzgâr esmeyince yaprak kıpırdamaz (dal oynamaz).Meydana gelen her olayın, her durumun belli bir sebebi veya etkeni vardır.Rüşvet kapıdan girince iman. bacadan çıkar.Rüşvet, yaptırılmak istenilen bir işte kolaylık sağlanması için bir kimseye mal ve para olarak sağlanan çıkardır. Dinimiz olan İslâm rüşvet alıp vermeyi haram kılmış, haksız bir kazanç olarak görmüştür. Eğer inananlardan biri, Yüce Allah`ın buyruğuna uymayıp bu yasağı çiğnerse, büyük haksızlık etmiş olur; dolayısıyla imanını da kaybeder.Rüzgâra tüküren kendi yüzüne tükürür.İnsan kimle, ne ile mücadele edeceğini bilmelidir. Karşı koyacağı. şeyin gücü ne? Onunla ne kadar baş edebilir? Sonuç ne olabilir? Bütün bunları iyice tartmalıdır. Eğer kişi gücünün üstünde bir güce saldırmaya, onunla boy ölçüşmeye kalkışırsa, sonuç alamaz; sonuç alamadığı gibi zararlı da çıkar, yıpranır.Rüzgâr eken, fırtına biçer.Kişi bir kötülük yaparsa, yaptığı kötülüğün çok daha kötüsü ile karşılaşır; büyük felâketlere uğrar, zarar görür.Rüzgârın önüne düşmeyen yorulur.Toplumun genel gidişatına,. ilkelerine, değer yargılarına karşı çıkan, uymayıp ters yönde hareket eden kişi pek çok engellerle karşılaşır; yorulup yıpranır.Ramazanda yalan söyleyenin (oruç yiyenin) bayramda yüzü kara olur.Gerçeği yalanla kapatmak mümkün değildir. Bu bakımdan kişi yalan söyleyerek işlerini uzun süre yürütemez. Söylediğinin yalan olduğu, asıl meselenin mahiyeti çok geçmeden anlaşılır. Gerçek ortaya çıkar; işte o zaman, yalan söyleyerek işlerini yürüten kimse de utanır; kimsenin. yüzüne bakamaz olur.. Sabah ola, hayır ola. (gele).Sabah olsun, o vakte kadar işi belki düzelir. Çünkü gündüz geceden daha hayırlıdır. Bk. “Akşamın hayrından sabahın şerri…”Sabrın sonu selâmettir.Olan veya olacak tüm zorluklara göğüs geren, telâş ve öfkeye kapılmadan başına gelen felâketlerin geçmesini bekleyen, ses çıkarmadan bunları aşma erdemi gösteren kimse, sonunda esenliğe erecektir.Saçın ak mı kara mı, önüne düşünce görürsün.Acele etme, herhangi bir yargıya varma;. sonucun ne olduğunu biraz sonra, iş bitince, kendi gözlerinle görüp anlarsın.Sadık dost akrabadan yeğdir.Dostluğu, bağlılığı gerçek ve içten olan dost, akrabadan daha iyi ve hayırlıdır.Sefa ile yenen cefa ile kazanılır.Kaygısız, sakin, zevk ve gönül rahatlığı içinde yenen para, sıkıntı çekilerek ve alın teri dökülerek kazanılmıştır.Sağ baş yastık istemez.Sağlığı yerinde olan bir insanın durup dururken yattığı pek. görülmez. Eğer yatmak istiyorsa, bilin ki o hastadır.Sağ elinin verdiğini sol elin görmesin.Birine yaptığın iyiliği gizli tut. Herkesin gözü önünde yaparsan, yardım yaptığın kişiyi incitebilirsin. Onun da bir onuru vardır, bil. Dinimiz olan İslâm da zekât ve sadakaların verilmesinde bu gizliliğe uymayı emretmiştir. Aslolan kişinin kendini gösterip övdürmesi değil, kendini göstermeden yardım yapıp yoksulu sevindirmesidir.Sakınılan göze çöp. batar.Üzerine çok düşülen şeyler daha çok kazaya ve zarara uğrar. Olabileceği düşünülen kötü durumlara karşı önlem almak gereklidir, ancak orta bir yol izlemeli, aşırılığa düşülmemelidir.Sakla samanı, gelir zamanı.Gereksiz görülen, işe yaramaz kabul edilen şey günün birinde, ileride lâzım olabilir. Bu sebeple önemsiz gördüğümüz şeyleri bir kenara atıp elden çıkarmamalı, onları saklamalıyız.Sanat altın bileziktir.Bir kenarda. saklanan altın, günü gelince bozdurulup kullanılır. Sanat da altın bilezik gibidir. Günü gelir gerekli olur. Bir sanata sahip kimse, sanatını uygulama alanına sokarak ondan geçimi için kazanç sağlar, yararlanır. Dolayısıyla sanat, altın gibi değerini hiçbir zaman kaybetmez.Sinek küçüktür ama mide bulandırır.Önemsiz, küçük gibi görünse de, kötü ve olumsuz bir şey insan üzerinde iyi bir etki bırakmaz.Söz ağızdan çıkar.Faziletli, dürüst,. ahlâklı ve mert kişi ağzından çıkan sözü bilir; ona bağlı kalır, verdiği sözden dönmez ve onun gereğini yerine getirir.Su testisi su yolunda kırılır.Bir kişi amaç edindiği işte veya ülküde, tuttuğu yolda çeşitli engellerle karşılaşır; kazaya uğrar, zarar görür, hatta ölür de.Su uyur, düşman uyumaz.Kimi akar sular vardır ki sanki akmıyormuş, durgunmuş gibi görünür. Buna asla kanmamak gerekir. Çünkü durgun akan sular daha ziyade tehlikeli. olanlardır, asıl akış ve hareket diptedir. Düşman ise bundan daha tehlikelidir. Ona karşı her zaman çok dikkatli ve uyanık davranmak gerekir. Çünkü ne zaman harekete geçeceği, ne yapacağı belli olmaz. Unutulmamalıdır ki, düşman fırsat düşkünüdür, fırsatı kollar.Şakanın sonu kakadır.El veya dil ile yapılan şakadan, eninde sonunda hoş olmayan bir durum veya kavga çıkar.Şeytanın dostluğu darağacına kadardır.Kimi insanlar vardır ki, tıpkı. şeytan gibidirler. Kurnaz, düzenbaz, alçak ve kötü niyetlidirler. Bunlar kimilerini çıkarları için türlü yollara iterler, kandırıp yoldan çıkarırlar, tehlikeli işlere bulaştırırlar. Bütün bunları yaparken kendisi ile beraber olduklarını söylerler ama belâ ve felâketlerle karşılaştıklarında, ölümle burun buruna geldiklerinde onu hemen terk ederler.. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.Sert ve kırıcı olmayan, yumuşak, hoşa giden, gönül alıcı, okşayıcı, etkileyici, inandırıcı ve yerinde söylenmiş söz insanın hoşuna gider; bu söz. en azgın kişinin bile inadını kırar, onu yumuşatır ve yola getirir.Tatlı ye, tatlı söyle (konuş).Kırıcı, üzücü, incitici konuşmalardan sakın; güzel, hoşa giden bir dil kullan; yerinde ve inandırıcı konuş ki karşındaki memnun olsun; sen de sevil ve sayıl.Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış.İstediği etkiyi yapmaktan çok uzak kalan kişi küser, darılır; ne var ki; karşısındaki kişi, onun bu durumunu bilip anlamaz.Tereciye. tere satılmaz.Birine çok iyi bildiği bir şey öğretilemez, bir konuda bilgi verilemez. Böyle bir şeye kalkışan ya da çalışan kendisini gülünç duruma sokar.Terzi kendi söküğünü dikemez.İnsanlar başkalarına yaptıkları hizmetleri kendilerine gelince çoğu kez savsaklarlar, ya da yapmaya zaman ve fırsat bulamazlar.Toprağı işleyen, ekmeği dişler.Emeksiz yemek olmaz. Çalışmayan, bir uğraş vermeyen, alın teri dökmeyen kişi verim elde. edemez.. Ucuz alan pahalı alır (pahalı alan aldanmaz).Ucuz alınan. mal genellikle kötü, dayanıksız ve çürük maldır. Kolay yıpranır, eskir ve çabuk atılır. İster istemez yerine yenisinin alınması zorunlu olur, tekrar masrafa girilir. Dolayısıyla pahalıya alınmış gibi olur.Ucuz etin yahnisi yenmez (tatsız olur).Ucuza alınan, mal edilen şeylerde nitelik bulunmaz; ya çürük, ya kötü, ya da hilelidir. Bu sebeple, bu tür mallardan istenildiği gibi fayda sağlanamaz.Ucuzdur vardır illeti, pahalıdır vardır. hikmeti.Bir malın fiyatı niteliğine göredir. Bu sebeple ucuz şeylerin ucuzluğuna tamah etmemeli, pahalı şeylerin de pahalılığından korkmamalıdır. Çünkü ucuz olan çürük, kötü ve dayanıksız olur çoklukla; pahalı olan da kaliteli, değerli ve sağlamdır.Ulular köprü olsa basıp geçme.Erdemli, büyük ve yaşlı kimselere karşı daima saygılı ol, hürmette kusur etme, onları incitecek davranışlardan kaçın. Çünkü onlar gerek yaşları, gerek tecrübeleri, gerekse. erdemleri bakımından buna lâyıktırlar.Ulu sözü dinlemeyen, uluyakalır.Büyüklerin, erdemli kişilerin uzun tecrübelere dayanan sözlerine ve uyarılarına kulak asmayan kimse, türlü çıkmazlarla karşılaşır ve sonunda sızlanıp durur.Ummadığın taş baş yarar.Küçük ve önemsiz görülen kişi ya da nesneler, çoğu kez büyük etkiler yaparlar; umulmadık işler görürler.Umut, fakirin ekmeğidir.Sıkıntı içinde bulunan, yokluk çeken. yoksul kişi, içinde bulunduğu durumdan bir gün kurtulacağını, bolluğa ve rahata kavuşacağını umar ve bu umuşdan doğan güven duygusuyla yaşamaya çalışır.Ustanın çekici bin altın.Usta kişi, bir zanaatı uzun denemeler sonucu gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimsedir. İşinin hemen tüm inceliklerini kavramıştır. Bu bakımdan pek çok kimsenin uğraşıp da yapamadığı işi kolayca yapıverir o. Dolayısıyla onun çok küçük gibi görülen emeği bile oldukça. kıymetlidir.Utanma pazar, dostluğu bozar.Yakın tanıdıklar arasında yapılan alış verişte, taraflar birbirlerinden utanıp sıkılırlar ve gerçek niyetlerini ayıp olur düşüncesiyle söyleyip ortaya koyamazlar. Ancak bu durum çok geçmeden anlaşmazlıklara, tartışmalara sebep olur; dostluğu zedeleyip bozar.Uyuyan yılanın kuyruğuna basma (basılmaz).Şimdilik zararı dokunmayan kötü bir kimsenin yeni bir kötülük yapmasına fırsat vermek doğru değildir.. Üçlenmemiş eken, olmamış biçer.Her işin belirli bir yapılma biçimi ve ortamı vardır. Gerekli şartları yerine getirilmeden yapılan işlerden verimli sonuç alınamaz.Ürümesini (ürmesini) bilmeyen köpek (it), sürüye kurt getirir.1. Beceriksiz kimseler iyilik yapayım derken çoklukla hem kendilerini, hem de başkalarını zarara sokarlar.2. Neyi, ne zaman, nasıl söyleyeceğini bilmeyen kimseler hem kendilerinin, hem de başkalarının başına dert. açarlar.Ürüyen köpek ısırmaz (kapmaz).Bağırıp çağırarak başkalarını korkutmak isteyen kimseden saldırı beklenmez. Kötülük yapacak kişi, bu niyetini gizli tutar; belli etmez ve gürültüye patırtıya yer vermez.Üşenenin (utananın, erinenin) oğlu kızı olmamış.Çok üşenen, tembel tembel oturan, gevşek davranan, içinde bir çalışma isteği duymayan kimse bir şey elde edemez. Bir şey elde etmek isteyen, onu elde edecek yola baş vurmalıdır. Sözgelimi. oğul-kız isteyen önce evlenmek zorundadır.Üzüm üzüme baka baka kararır.Her zaman bir arada bulunan, arkadaşlık eden, bir çevrede yaşamaya çalışan kimseler birbirlerinden etkilenirler; birbirlerinin özelliklerini, huylarını ve alışkanlıklarını kaparlar. Bk. “Körle yatan…”. Vakit nakittir.Bir işin yapılmasında sermaye ve emek ne kadar değerliyse, zaman da o kadar değerlidir. Çünkü her iş, bir zaman dilimi içinde gerçekleşir. Bir işte kullanılmadan. geçirilen zaman bir kayıptır ve bu zamanı bir daha elde etmek mümkün değildir. Dolayısıyla zamanın kaybı iş kaybına, iş kaybı da para kaybına yol açar. Bu bakımdan zamanın en küçük parçasını bile boşa geçirmemeli, iyi değerlendirmelidir.Vakitsiz öten horozun başını keserler.Her işin olduğu gibi, her sözün de uygun bir yeri ve zamanı vardır. Uygun olan bir zamanda söylenmeyen, yerli yersiz ortaya atılan, densizce sarf edilen sözler birilerinin tepkisini çeker;. rahatsızlığa neden olur, büyük zarara yol açar. Vakitsiz öten horozdan, ancak onu keserek kurtulan insanlar; yerinde ve zamanında konuşmayan insanı da cezalandırıp susturmakta hiç tereddüt etmezler.Var evi, kerem evi; yok evi, verem evi.Bir kişinin bağışta bulunabilmesi, iyilik yapabilmesi için varlıklı, zengin ve mal mülk sahibi olması gereklidir. Bu varlığa kavuşmuş ailenin evinde ikram ziyadesiyle yapılır, konuklar kusursuzca ağırlanır, ihtiyaç sahiplerine gereken. yardım eli uzatılır. Buna karşılık yoksulun evinde dert, sıkıntı ve yokluktan başka bir şeye rastlanmaz.Varını veren utanmamış.Kendisinden bir şey isteyene elinde ne varsa onu verebilir kişi. Verdiği şey az diye bundan utanmamalıdır; tam aksine bu davranışı soyluca bir davranıştır. Çünkü iyiliğin çoğu kadar azı da değerlidir. O hâlde küçük ve önemsiz de olsa, kişi verebileceği kadarını vermelidir.Varsa (var mı) pulun, herkes kulun; yoksa (yok mu) pulun,. dardır yolun (Paran varsa, cümle âlem kulun; paran yoksa, tımarhane yolun).Varlık, zenginlik, mal-mülk herkesi kendine çeker. Bunları kim elinde tutuyorsa, insanlar onun etrafında pervane olur, herkes ona yaklaşır, hizmet eder, saygı gösterir, emrine koşar. Yoksul kişide ise ne para pul, ne de mal-mülk vardır. Bu sebeple onların yüzüne kimse bakmaz; ömürlerini sıkıntı, darlık ve yokluk içinde geçirirler. Hatta kimi zaman çektikleri bu sıkıntılar yüzünden bunalıp deli bile. olabilirler.Var varlatır, yok söyletir.Para parayı çeker; varlıklı kişiler, paralarını kullanarak daha çok kazanır, varlıklarına varlık katarlar. Bu varlıkları, onlara ayrıca yüksekten atma ve övünme gücü de verir. Yoksul kişinin elinden ise sadece sızlanmak, yakınmak ve dert yanmak gelir.Veren eli herkes öper.Cimri olmayan, ona buna yardım elini uzatan, eli açık olan, iyilik yapan kimseyi pek çok kişi sever; ona saygı duyar.Verip. pişman olmaktansa, vermeyip düşman olmak yeğdir.Sizden ödünç veya borç istendiğinde (eşya, para) verdiğiniz şey size zamanında ödenmezse, ya da yıpratılarak geri iade edilirse canınız oldukça sıkılır. Verdiğinize pişman olursunuz. Vermemiş olsaydınız bu sefer karşı taraf size kırılmış olacaktı. Görüldüğü gibi her iki durumda da kırgınlık olacak ve dostluk bozulacaktır. O hâlde vermeyip dostluğu bozmak daha iyidir. Çünkü bu durumda hiç olmazsa malınız ya da paranız sizde. kalacaktır.. Verirsen doyur, vurursan duyur.Bir yardımda bulunacak, bir iyilik yapacaksanız bu mutlaka bir işe yaramalı; doyurucu ve karşı tarafın ihtiyacını giderici nitelikte olmalıdır. Çünkü gelişigüzel, baştan savma, yarı buçuk yapılan yardımlar pek işe yaramaz. Bir kavgaya tutuşmadan önce hasmını bu kavgadan haberdar etmek de mertlik gereğidir. Ansızın, habersiz saldırmak er kişiyeyakışmaz.Verirsen veresiye, batarsın karasuya.Parasını daha sonra. olmak şartıyla kimseye mal verme. Yoksa zararlı çıkarsın, hatta batabilirsin de. Çünkü veresiye alıp da borçlarını ödemeyenler çok görülmüş, müşterilerin de bu tutumu yüzünden kimi esnaflar ya batmış, ya da batma tehlikesi atlatmışlardır.Vermeyince Mabud (Yaratıcı, Allah), neylesin Mahmud.Her şey Yüce Allah’ın takdiri iledir. Kimine zenginlik, kimine darlık, kimine de ilim verir. Eğer Yüce Allah, bir kimseye geniş bir imkân, belirli bir yetenek ve zenginlik nasip. etmemişse, kulun yapacağı hiçbir şey yoktur. Ne kadar çırpınırsa çırpınsın boşunadır, eline nasibinden fazlası geçmez.. Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.Yalan söylemeyi huy edinmiş kimselere kolay kolay kimse inanmaz. Kişilerin yalancı hakkındaki bu kanıları öyle pekişir ki, yalancının sözleri gerçeği yansıtsa bile onun bu sözlerine kimse inanmaz.Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.Hayatını yalancılık üzerine oturtmuş olan insanlar, kendi yalanlarına destek olacak tedbirleri alırlar; bunun için de gerekli titizliği gösterip masrafa. girerler.Yanlış hesap Bağdat’tan döner.Ortaya çıkan bir yanlışlık çok geç de olsa, ne olursa olsun düzeltilmelidir.Yapı taşı, yapıdan kalmaz.Değerli, elinden iş gelen kimse boşta kalmaz. Mutlaka kendisine bir iş bulunur.Yarası olan gocunur.Bir işte sorumlu aranırken kusurlu olan kimse, açığı ortaya çıkacak diye telâşa düşer.Yarım elma, gönül (hatır) alma.Sunulan armağan küçük de olsa,. gönül almaya yeter. Çünkü önemli olan dostlarımızı unutmadığımızı, hatırladığımızı ortaya koymaktır.Yemeyenin malını yerler (üstüne bir bardak bu içerler).Kimi cimri kimseler para ve mallarını biriktirirler ama harcamaya, yemeye bir türlü kıyamazlar. Ne var ki, onların kıyıp da faydalanamadığı bu para veya malı sağlıklarında o ya da bu, öldükten sonra ise mirasçıları bir güzel yerler.Yiğit meydanda belli olur.Atıp tutma, “ben şöyle yaparım,. böyle ederim” demek, kişinin yiğit olduğunu göstermez. Asıl yiğit iş başında, kavgaya ve mücadeleye tutuştuğunda belli olur.Yolcu yolunda gerek.1. Bir yerden bir yere doğru gitmeye hazırlanan kimse, kimi sebeplerden ötürü oyalanmamalı, zaman geçirmeden yoluna koyulmalıdır.2. Bir amacı gerçekleştirmek için çalışan, gayret sarf eden kimse kimi sebeplere takılıp kalmamalı; vakit kaybetmemeli ve bir an önce hedefine varmalıdır.Yuvayı yapan dişi. kuştur.Evin dışındaki işler erkekten, içindeki işler de genellikle kadından sorulur. Bu bakımdan tertipli, geçinmesini bilen, çekip çeviren, en önemlisi tutumlu olan kadın ailesini huzurlu kılar; evin içine mutluluk getirir..
Eşleşen arama sonuçları: Nov 25, 2022 · Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Hayatını yalancılık üzerine oturtmuş olan insanlar, kendi yalanlarına destek olacak tedbirleri alırlar; bunun için de gerekli titizliği gösterip ... ...

Top 3: 'Kimyasal silah' iddiası! Bahçeli: TTB Başkanı vatandaşlıktan ...

Yazar: milliyet.com.tr - 194 Değerlendirme
Tanım: TSK'nın terör operasyonlarında kimyasal silah kullanıldığı iddialarına çok sert tepki gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk Tabipleri Birliği Başkanı'nın vatandaşlıktan çıkarılması gerektiğini söyledi.MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,  TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, cumhurbaşkanı adaylarının belli olduğunu anımsatarak, "2023 yılında, 1923 yılının ilkelerini kesintiye uğratmayacağız. 2023 yılında, 1923 yılının ruh ve mirasını yağmalatmayacağız. 20
Eşleşen arama sonuçları: Oct 25, 2022 · TSK'nın terör operasyonlarında kimyasal silah kullanıldığı iddialarına çok sert tepki gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk Tabipleri Birliği Başkanı'nın ... ...

Top 4: Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar Atasözünün Anlamı Nedir ...

Yazar: cnnturk.com - 199 Değerlendirme
Tanım: . 09.09.2021 15:54 Son Güncelleme: 09.09.2021 15:59 Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar Atasözünün Anlamı Nedir?Yalancının mumu yatsıya kadar yanar atasözünün anlamı, bir kişinin söylediği bir yalanın çok geçmeden ortaya çıkmasıdır. Yatsıya kadar yanar kısmında da bu durumun çabucak ortaya çıkacağı kastedilmiştir. Yani söylenen bir yalan muma benzetilir ve yatsıdan sebep ise gün bitmeden ortaya çıkması anlatılır. Kısaca Açıklaması ve Örnek CümleYalancının mumu yatsıya kadar. yanar atasöz
Eşleşen arama sonuçları: 9 Eyl 2021 · Yalancının mumu yatsıya kadar yanar atasözünün anlamı, bir kişinin söylediği bir yalanın çok geçmeden ortaya çıkmasıdır. Yatsıya kadar yanar ...9 Eyl 2021 · Yalancının mumu yatsıya kadar yanar atasözünün anlamı, bir kişinin söylediği bir yalanın çok geçmeden ortaya çıkmasıdır. Yatsıya kadar yanar ... ...

Top 5: Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar atasözünün anlamı ve örnek ...

Yazar: hurriyet.com.tr - 207 Değerlendirme
Tanım: Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar atasözü yalan söylemenin kalıcı değil geçici bir çözüm olduğunu anlatmak için kullanılmakta olan bir atasözüdür. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar atasözüne masallarda bile rastlanılmıştır. Siz de bu atasözünün hangi anlamlarda kullanıldığını öğrenmek isteyebilirsiniz. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar ne demektir? Yalancının mumu yatsıya kadar yanar atasözü hangi. durumlarda kullanılmaktadır? Siz de merak ettiğiniz soruların cevaplarını sizler için derledik..
Eşleşen arama sonuçları: 8 Mar 2021 · Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar atasözü, yalan söyleyen bir kişinin söylediği yalanın elbet bir gün ortaya çıkacağını anlatmak için ...8 Mar 2021 · Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar atasözü, yalan söyleyen bir kişinin söylediği yalanın elbet bir gün ortaya çıkacağını anlatmak için ... ...

Top 6: Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar Atasözünün Anlamı ... - Milliyet

Yazar: milliyet.com.tr - 247 Değerlendirme
Tanım: Atasözleri her kültürde olduğu bizim kültürümüzde de oldukça önemli bir yer kaplar. Her türlü olaya ya da duygulanıma karşılık gelebilecek,. tepkimizi gösterebileceğimiz bir atasözü bulunur. İşte bu atasözlerinden biri de yalancının mumu yatsıya kadar yanar atasözüdür. Peki, bu atasözü hangi anlamlara gelmektedir ve cümle içerisinde kullanımı nasıl olmalıdır? İşte bu konu hakkında öğrenilmesi gerekenler. Y Harfiyle Başlayan AtasözleriYalancının Mumu Yatsıya Kadar YanarAtasözleri her kültürde old
Eşleşen arama sonuçları: 25 Kas 2020 · Yalancının mumu yatsıya kadar yanar atasözü, söylenmiş olan bir yalanın çok uzun zaman geçmeden anlaşılacağı anlamına gelmektedir.25 Kas 2020 · Yalancının mumu yatsıya kadar yanar atasözü, söylenmiş olan bir yalanın çok uzun zaman geçmeden anlaşılacağı anlamına gelmektedir. ...

Top 7: Yalancının Mumu Yatsıya Kadar Yanar Atasözünün Anlamı ... - Sabah

Yazar: sabah.com.tr - 211 Değerlendirme
Tanım: Atasözleri ve deyimler, bir toplumun gelecek kuşaklara aktarılan en değerli hazinesidir. Bu kültürel miras, soyut bir hazine gibi nesiller boyu iletilir ve her dönemde geçerliliğini korur. Her biri birbirinden değerli bu atasözleri arasında “yalancının mumu yatsıya kadar yanar” atasözü de yer almaktadır. İşte,. yalancının mumu yatsıya kadar yanar atasözünün anlamı nedir diye merak edenler için bu atasözünün kısa ve uzun anlamı, TDK açıklaması ve cümle içinde örnek kullanımı. Atasözleri ve deyiml
Eşleşen arama sonuçları: 10 Ağu 2021 · Türk Dil Kurumu Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü'ne göre "yalancının mumu yatsıya kadar yanar" atasözü; "Bir yalan er ya da geç ortaya çıkar" ...10 Ağu 2021 · Türk Dil Kurumu Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü'ne göre "yalancının mumu yatsıya kadar yanar" atasözü; "Bir yalan er ya da geç ortaya çıkar" ... ...

Top 8: Yalancının mumu yatsıya kadar yanar Atasözü Anlamı - Atasözleri

Yazar: atasozlerianlamlari.com - 160 Değerlendirme
Tanım: Yalancının mumu yatsıya kadar yanar atasözünün anlamı nedir?Yalanı uzun süre doğru diye yutturmak mümkün değildir. Bir kimsenin söylediği söz yalan ise durum çok geçmeden anlaşılır ve söyleyenin yalancı olduğu ortaya çıkar. Ayrıca hayatını yalancılık üstüne kurmuş kişiler, yalanlarına destek olacak tedbirler alır ve bunun için bir çok masraf yapmaktan çekinmezler. Yalancı kim? İşittiğini söyleyen.Yalancının evi yanmış, kimse inanmamış.Yalnız kalanı kurt yer.Yanlızlık Allah'a mahsustur (yaraşır).
Eşleşen arama sonuçları: Yalancının mumu yatsıya kadar yanar atasözünün anlamı nedir? Yalanı uzun süre doğru diye yutturmak mümkün değildir. Bir kimsenin söylediği söz yalan ise durum ...Yalancının mumu yatsıya kadar yanar atasözünün anlamı nedir? Yalanı uzun süre doğru diye yutturmak mümkün değildir. Bir kimsenin söylediği söz yalan ise durum ... ...

Top 9: Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Atasözünün anlamı, açıklaması

Yazar: dersimiz.com - 167 Değerlendirme
Tanım: Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.atasözünün açıklaması ve anlamı:. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. atasözünün anlamı,. açıklaması Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.atasözünün açıklaması ve anlamı:Yalancı bir kimsenin söylediği söz yalan ise durum çok geçmeden anlaşılır ve söyleyenin yalanı ortaya çıkar. Çünkü hiç bir yalan geçerliliğini uzun süre koruyamaz. Yalancının yalanı, gece hava kararmaya başladıktan kısa süre sonra sönen muma benzetilmiştir.Açıklamalı Güncel Türkçe Atasözleri S
Eşleşen arama sonuçları: Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. atasözünün açıklaması ve anlamı: ... Yalancı bir kimsenin söylediği söz yalan ise durum çok geçmeden anlaşılır ve söyleyenin ...Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. atasözünün açıklaması ve anlamı: ... Yalancı bir kimsenin söylediği söz yalan ise durum çok geçmeden anlaşılır ve söyleyenin ... ...

Top 10: Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. atasözünün anlamı ...

Yazar: dersimiz.com - 137 Değerlendirme
Tanım: Atasözü Nedir? Özellikleri Nelerdir?. Deyim Nedir? Özellikleri Nelerdir? Yalancı bir kimsenin söylediği söz yalan ise durum çok geçmeden anlaşılır ve söyleyenin yalanı ortaya çıkar. Çünkü hiç bir yalan geçerliliğini uzun süre koruyamaz. Yalancının yalanı, gece hava kararmaya başladıktan kısa süre sonra sönen muma benzetilmiştir. Okunma: 61878Küçük harfle, sayı ve noktalama işareti kullanmadan arama yapın...TÜRK ATASÖZLERİ SÖZLÜĞÜ İÇİN TIKLAYINTÜRKÇE DEYİMLER SÖZLÜĞÜ İÇİN TIKLAYINAtasözü Nedir?
Eşleşen arama sonuçları: Atasözünün Anlamı: ... Yalancı bir kimsenin söylediği söz yalan ise durum çok geçmeden anlaşılır ve söyleyenin yalanı ortaya çıkar. Çünkü hiç bir yalan ...Atasözünün Anlamı: ... Yalancı bir kimsenin söylediği söz yalan ise durum çok geçmeden anlaşılır ve söyleyenin yalanı ortaya çıkar. Çünkü hiç bir yalan ... ...

Top 11: Yalancının mumu yatsıya kadar yanar atasözünün anlamı nedir

Yazar: egitimsistem.com - 159 Değerlendirme
Tanım: Yalancının mumu yatsıya kadar yanar TDK anlamı nedir Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, yalanı uzun süre doğru diye yutturmak mümkün değildir. Bir kimsenin söylediği söz yalan ise durum çok geçmeden anlaşılır ve söyleyenin yalancı olduğu ortaya çıkar.Yalancının mumu yatsıya kadar yanar anlamı şu şekilde :Yalancının sözüne herkes şüphe ile baktığı için işin doğrusu araştırılır ve kısa zamanda yalan ortaya çıkıverir.. Aslında sabaha dek yanması gereken mum, yatsı vaktinde söner ve yalanın hükmü
Eşleşen arama sonuçları: 18 Kas 2015 · Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, yalanı uzun süre doğru diye yutturmak mümkün değildir. Bir kimsenin söylediği söz yalan ise durum çok ...18 Kas 2015 · Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, yalanı uzun süre doğru diye yutturmak mümkün değildir. Bir kimsenin söylediği söz yalan ise durum çok ... ...